Sayfalar

24 Kasım 2010 Çarşamba

PC Kullanıcılarına Yararlı İpuçları

Bu bölümde, sabit disk üzerinde daha fazla boş alan isteyenler ve bilgisayarın enerji tüketimini minimum seviyeye indirmeyi amaçlayanlar için birkaç küçük tavsiyemiz olacak.

Bilgisayarınızda bulunan gereksiz verileri silerek ekstra depolama alanı kazanabileceğinizi daha önce öğrenmiştiniz. Ancak bunun için baş vurabileceğiniz farklı yöntemlerden bahsetmekte de büyük yarar var. Aşağıda bu yöntemler hakkındaki ayrıntıları bulabilirsiniz. Bilgisayarın enerji tüketimini en aza indirmek isteyenler veya gizli dosyaları görüntülenebilir hale getirmeyi amaçlayanlar da, yine bu bölümdeki küçük tavsiyelerden yardım alabilirler.

Geri Dönüşüm Kutusu

Geri Dönüşüm Kutusu
GERİ DÖNÜŞÜM KUTUSU

Sabit diskinde yer kazanmak isteyen hemen herkes, Geri Dönüşüm Kutusu'nu boşaltması gerektiğini bilir. Eğer sık sık Geri Dönüşüm Kutusu'nu boşaltmayı unutuyorsanız, baş vurabileceğiniz en iyi yöntem içinde barındırabileceği dosya miktarını, yani kapasitesini düşürmek olacaktır.

Gerekli ayarları yapmadan önce, Geri Dönüşüm Kutusu'nun içindeki tüm dosyaların silinmesi gerektiğini unutmayın. Normal şartlarda Geri Dönüşüm Kutusu'nun kapasitesi, sabit diskinizin tüm alanının yüzde 10'una denk düşer. Bu durumda örneğin 5 GB'lık bir sabit disk üzerinde Geri Dönüşüm Kutusu'na ayrılan alan 500 MB civarında olacaktır. Şimdi bu alanı nasıl azaltabileceğimizi görelim.

1- Geri Dönüşüm Kutusu simgesine farenin sağ tuşu ile tıklayın ve açılan menüden "Özellikler" satırını seçin.

1a- Açılan pencereden "Genel" sekmesine tıklayın. Geri Dönüşüm Kutusu'nun kapasitesi, uzun bir kaydırma çubuğu ile kontrol edilir. Örneğin 20 GB'lık bir sabit diskiniz varsa, yüzde 1'lik alan sizin için yeterli olacaktır. Geri Dönüşüm Kutusu'na ayrılan bu 200 MB, pek çok kullanıcı için uygun bir büyüklüktür.

1b- Eğer Geri Dönüşüm Kutusu'na ayıracak yeterli alanınız yoksa, bu işlev için alan ayırmamak gibi bir şansa da sahipsiniz. Geri Dönüşüm Kutusu'nun "Özellikler" penceresini açın. Önce "Tüm Sürücüler İçin Tek Ayar Kullan" seçeneğini işaretleyin; ardından da "Dosyaları Geri Dönüşüm Kutusu'na Taşıma" seçeneğine tıklayın. Bu sayede Geri Dönüşüm Kutusu'nu devreden çıkartmış olacaksınız. Ancak sildiğiniz dosyaları da bir daha geri getiremeyeceğinizi aklınızdan çıkartmayın.

PC İçin Enerji Tasarrufu

PC İçin Enerji Tasarrufu
PC İÇİN ENERJİ TASARRUFU

Sabit diskleriniz ve monitörünüz için birkaç küçük ayar yaparak enerjitasarrufu sağlayabilirsiniz. Bu ayarları yaparken dikkat etmeniz gereken tek ön koşul, monitörünüzün 1993 yılının Ağustos ayından beri yürürlükte olan "Vesa Standart Dpms"i (Görüntü Güç Kontrol Sistemi) destekliyor olması.

2- Masaüstünde boş bir alana farenin sağ tuşu ile tıklayın ve menüden "Özellikler" satırını seçin. "Ekran Koruyucu" sekmesi altında göreceğiniz "Güç" düğmesine basın.

2a- Karşınıza gelen "Güç Seçenekleri Özellikleri" penceresi, hem monitör hem de sabit diskinizin çalışma sürelerini ayarlayarak gerekmediğinde otomatik olarak devreden çıkmalarını sağlar. Böylece enerji tüketimi de minimum seviyeye inmiş olur.

Gizli Dosyaların Görüntülenmesi

Gizli Dosyaların Görüntülenmesi
GİZLİ DOSYALARIN GÖRÜNTÜLENMESİ

Windows, önemli sistem dosyalarını gizleyerek görünmelerini engeller. Eğer bu dosyaları görmek isterseniz aşağıdaki adımları takip etmeniz yeterli.

3- "Bilgisayarım" simgesine çift tıklayın. Hemen ardından "Araçlar" menusunu açın ve "Klasör Seçenekleri" satırını seçin.

3a- Bu penceredeki "Görünüm" sekmesinden "Gizli Dosya ve Klasörleri Göster" satırını işaretleyin ve "Uygula" düğmesine basın.

"Temp" Klasörü

"Temp" Klasörü
"TEMP" KLASÖRÜ

Sistem, yüklü bir dosya transferi sırasında herhangi bir sorun oluşmaması için taşınan veya silinen dosyaların bir yedeğini Windows dizini altındaki "Temp" klasörüne kopyalar. Daha sonra bu klasöre kopyalanan geçici dosyalar yine sistem tarafından temizlenir; ancak bu temizlik çoğu zaman yeterli olmaz. Eğer taşıma veya kopyalama işlemi sırasında bilgisayarınız herhangi bir sebepten dolayı kapanırsa, kopyalanan dosyaların bir kısmı "Temp" klasörü içinde kalacaklardır.

Bu klasörün içindeki gereksiz dosyaları kendiniz de kontrol edebilir ve silebilirsiniz. Önemli dosyaları silmekten korkmayın; çünkü "Temp" klasörü içinde önemli bir dosya bulundurulmaz. Eğer önemli bir dosyayı silmeye kalkarsanız, Windows sizi uyaracaktır.

Yedekleme Dosyaları

Yedekleme Dosyaları
YEDEKLEME DOSYALARI

Bazı programlar, bir dosyanın kaydedilmesi sırasında "backup" adı verilen yedek bir dosya oluştururlar. Bu dosyalar düzenli olarakkontrol edilip silinmezlerse, bir süre sonra fazla yer işgal etmeye başlayabilirler. Yedek dosyaların uzantıları ".bak", ".di", ".ex", ".nch", ".tmp" ve ",wbk" olabilir. Ayrıca bu gibi dosyaların isimlerinde genellikle "~" sembolü bulunmaktadır.

Yedek dosyaları bulmak için arama penceresini açın ve anahtar kelime olarak "'X" yazın. Buradaki X, herhangi bir yedek dosyasının uzantısı olabilir. Gereksiz yer işgal eden tüm "backup" dosyalarının ekranda listelendiğini göreceksiniz. Bunları silerek mevcut depolama alanının kapasitesini artırmanız mümkün.

RESİMLERİ BASMADAN ÖNCE

Hızlı baskı yapmak isteyenler için farklı bir ipucu daha... Düz bir metin dosyası, içinde resim ve grafik öğeleri barındıran karmaşık bir belgeye göre çok daha kolay basılır. Eğer şart değilse, bu gibi öğeleri baskı işleminin dışında tutabilirsiniz.

Öncelikle belgenizi açın ve Word penceresinde "Dosya / Yazdır" yolunu takip edin. Açılan pencerenin sol alt kısmında yer alan "Seçenekler" düğmesine tıklayın. "Belge ile birlikte" bölümü altında göreceğiniz "Çizim nesneleri" satırının yanındaki işareti kaldırın. Bu sayede yazıcınız grafikleri ve resimleri basmayacak; böylece baskı süresi de gözle görülür oranda azalacaktır.

Programları Otomatik Başlatma

Programları çalıştırmak için, simgelerinin üzerine çift tıklamanız gerektiğini daha önce öğrendiniz. Peki ama istediğiniz bir programın Windows açıldığında otomatik olarak başlatılabileceğini de biliyor musunuz?

Bilgisayarı kendi istekleriniz ve tercihleriniz doğrultunda kişiselleştirmenin sınırı yoktur. Örneğin görünümü değiştirebilir ya da açılış seslerini zevkinize göre düzenleyebilirsiniz. Fakat kişiselleştirme kavramı, sadece görsel ve işitsel konularla sınırlı değildir.

Bir bilgisayar kullanıcısı, Windows'un her açılışında istediği program ya da programların otomatik olarak açılmasını sağlayabilir. Bu bölümde, programların otomatik olarak nasıl başlatılabileceğini öğreneceksiniz.

BAŞLANGIÇ KLASÖRÜ

1- Windows başladığı anda hemen çalıştırılması gereken programlara ait kısa yollar, bu klasör içinde yer alır. Klasörün içeriğini görmek için, ilk olarak "Başlat" düğmesine tıklayın. Buradan "Tüm Programlar "opsiyonunu seçin ve açılacak olan menü-den "Başlangıç" satırının üzerine gelin. Bu sayede otomatik olarak başlatılan tüm programlar, bir dörtgen içinde karşınızda belirecektir. Otomatik olarak başlamasını istediğiniz başka programlar varsa, onların kısa yollarını da bu klasöre dahil etmelisiniz.

Hesap Makinesinin Otomatik Olarak Başlatılması

Hesap Makinesinin Otomatik Olarak Başlatılması
HESAP MAKİNESİNİN OTOMATİK OLARAK BAŞLATILMASI

2- Başlat menüsünden "Tüm Programlar / Donatılar" yolunu takip edin ve hemen ardından, işaretçiyi "Hesap Makinesi"nin üzerine getirin. Farenin sağ tuşuna basarak açacağınız menüden "Kopyala" komutunu seçin.

3- Tekrar "Başlat' menüsüne geri dönün. "Tüm Programlar" menüsünde yer alan "Başlangıç" satırının üzerine gelin ve farenin sağ tuşuna basın. Yine küçük bir menü açılacaktır. Burada "Aç" komutunu tıklayın. Böylece "Başlangıç" klasörünün içeriğine ulaşacaksınız. İşaretçiyi pencerede boş bir alana getirin ve bir kez daha sağ fare tuşuna basın. Açılan menüden "Yapıştır" komutunu seçin.

4- Böylece hesap makinesi için kopyaladığınız kısa yolu klasör içine yerleştirmiş oldunuz. Şimdi simge üzerine sağ tuş ile tıklayarak "Özellikleri seçin.

Kısayol Özellikleri

Kısayol Özellikleri
5- Bu şekilde, açılacak olan programın Özelliklerini ayarlayabilirsiniz. Örneğin gördüğünüz simgeyi değiştirmeniz mümkün.

6- "Özellikler' penceresinden "Kısayol" sekmesine tıklayın. Burada "Çalıştır" isimli bir bölüm göreceksiniz. Bu bölümdeki açılır menüden "Simge durumuna küçültülmüş" ifadesini seçin. Eğer "Tam ekran" seçeneğini işaretlerseniz, program başlatıldığında tam ekran olarakaçılacaktır. Tabii ki hesap makinesi gibi özel programlar tam ekran olarak başlatılamaz. Eğer ayarları doğru olarak yaptıysanız, bundan sonraki her Windows açılışında hesap makinesi de otomatik olarak çalışacaktır.

Eğer uygulama çubuğuna göz atarsanız, "Hesap Makinesi" ismini görebilirsiniz. Bu isme tıklarsanız, hesap makinesi anında ortaya çıkarve gerekli hesaplan yaparsınız. Bir programı simge halinde başlatmanın en büyük yararı, masaüstünü serbest bırakmaktır. Sonuçta programher zaman açık kalır ve kullanılmaya hazır olarak sizden gelecekkomutları bekler.

İPUCU: Bu sayfalarda, Windows'un hesap makinesi programınınotomatik olarak nasıl başlatılabileceğini öğreneceksiniz. Ancak hesap makinesi dışında kalan herhangi bir program da, Windows açılışında otomatik olarak başlatılabilir. Bunun için hesap makinesi simgesi yerine ilgili programın simgesini kullanmanız yeterli olacaktır

Bilgi: İstenmeyen Programları Başlangıçtan Silin

BİLGİ: Bazı programlar, siz istemeseniz bile kendilerini "Başlangıç" klasörüne kopyalayabilirler. Herhangi bir programın her Windows açılışında otomatik olarak çalışmasını istemiyorsanız, yine "Başlangıç" klasörünün içeriğine ulaşmalı ve bu programa ait kısayol simgesini silmelisiniz. Ancak bunu yaparken dikkatli hareket etmenizde yarar var; aksi halde gerekli bir uygulamayı istemeden kapatmış da olabilirsiniz. Bu durumdan Windows'un çalışması bile etkilenebilir.

başarı yolunda 70 altın kural

Başarmak, insanın maddi ve manevi kuvvetlerini bir hedefe doğru yöneltip hedefi elde etme sürecidir.
Etrafınıza, üç gün sonra bir daha hiç görmeyecekmiş gibi bakınız. Üç gün sonra bir daha hiç duymayacakmış gibi dinleyiniz sesleri... Belki o zaman her zaman bakıp da göremediğiniz, işitip de güzel bulmadığınız ne harikalarla karşılaşacaksınız. Belki o zaman sahip olduğunuz zenginlikler karşısında şaşırıp kalacaksınız.
Hayatınız bir duadır. Size dilinizle istediklerinizden çok hayatınızla istedikleriniz verilir. Hakkınızda bir karar verilebilmesi için dinlenecek tek meşru şahit hayatınız olacaktır. Eğer yeterince fedakarlık yapmamışsanız, hayatınızın şahitliği pek parlak olmayacaktır. Belki ağzını açıp bir-iki kelime bile etmeyecek, size boş gözlerle bakıp duracaktır.
Olabileceklere, “birşey olmaz” kadar, kötü bir başlangıç yoktur.
Her insan kötü bir alışkanlığa, “hürriyetimi kullanıyorum” ifadesi ile ayak basar. Her halde hürriyet uğruna insanın kendi kendini tıktığı daha karanlık bir zindan yoktur.
Durgun su çabuk kirlenir ve bozulur. Nice suyu bataklık haline getiren durgunluktur. Çalışmayan insanda durgun su gibidir. Kirlenir ve bozulur.
Sabah kaybettiğimiz bir saati, değil bir yıl, ömrümüz boyunca arasak bulamayız. Kaybettiğimiz saatler ne kadar çoksa eserimiz o kadar eksik olacaktır.
Dağlar ne kadar vakurdur. Onlar göklerden kar dilenmezler. İlk kar yinede onlara düşer.
Hayatta önemli olan mazeretler değil, neticelerdir.
İşimizin, amacımızın, fikrimizin isimsiz kahramanı olabilirsek, kahramanlığa isim olabiliriz. Hangi toplumun isimsiz kahramanı çoksa, o toplum diğerlerine üstün gelir.
Kırk yılını denizlerde geçiren bir kaptanın İspanya açıklarında başına gelenler herkesin ilgisini çeker. Hayatında bir defa gemiye binmemiş bir adamın anlattıkları ise, ne kadar ilgi çekici olursa olsun “vah vah” diyerek geçiştirilir.
Küçük ruhlardan gelen bükük harfler herkesi sıkar. Büyük ruhlardan gelen küçük harfler bile bizi bütün varlığımızla seferber eder.
Son derece iyi hazırlanmış, bilgi ve tecrübe yüklü bir konuşma, küçücük bir bilgi hatası yüzünden berbat olur. Dinleyenlerde, konuşmanın bütünü üzerinde tereddütler hasıl olur.
SIFIRA ÇARPARSANIZ SIFIRLANIRSINIZ
Başkalarının yanında yaptığınız taktirde ayıplanacak davranışları yalnız başınıza da kaldığınızda yapmamanız tesirli bir atmosfere sahip olmasını sağlar.
Güçlükleri göze alamayanların kolaylıklarla karşılaşması mümkün değildir. Güçlükleri göze alarak yola çıkanlar ise güçlüklerle beraber mutlaka kolaylıklarla da karşılaşırlar.
Doğrudur; her arayan bulamaz. Ama aramadan bulan hiç olmamıştır.
Her kötülükten sonra bir iyilik, her yanlıştan sonra bir doğru, kötülüğün ve yanlışın lekeleri içinde simsiyah olmamızı engeller.
Kuvveti arttıkça şefkati artmayan bir insan her an bir haksızlığa sebep olabilir.
Doğruyu görebilmemiz için doğruyu hissedebilmek, doğruyu hissedebilmek için de doğru yaşamak gerekir. Nasıl göze kaçmış bir çöp, rüzgarın kaldırıp gözümüze doldurduğu toz toprak, görme kabiliyetimizi etkiler, görüş mesafemizi kısaltırsa, kalbimize dolmuş toz ve toprak, kalbimize batmış bir çöpte kalp gözümüzün görüş kabiliyetini ve mesafesini etkiler. Kalp gözü perdelenmiş bir adam sapla samanı karıştırır, aka kara, karaya ak diyerek iddialara tutuşur.
HER SANİYENİZ GAYENİZE KİLİTLENMELİDİR
Doktor olan filozof Halle son vuruşuna kadar kendi nabzını saymıştı. Meslektaşına “dostum, nabız atmaz oldu” dedi ve öldü.
Büyük başarılar, her saniye, tesbit edilen gayeler için yaşanmakla elde edilebiliyor. Hayatımızın her saniyesi gayenizin rengi ile renklenmelidir, onunla dopdolu olmasısınız.
Kin ve onun kışkırttığı intikam hissi sadece yöneldiği kimseyi değil, hem onun etrafını hem sizin kendinizi ve hem de etrafınızı yakıp yıkar. Bu, öyle bir yaylım ateştir ki masum insanlarda isabet alır.
Affetmek, nefsin terbiyesi ve güçlü irade için verimli-etkili bir eğitim yoludur.
Kalbinizi hapishaneye döndürmeyin. Aksi halde size de bir başka kalpte bir hücre bulunabilir.
Çabuk affeden birisi olursanız her zaman yanınızda birilerini bulabilirsiniz.
Amerikalı gazeteci, Morgman, Rusların Hiyve üzerine yapacağı taarruzu görmek için Ceyhun nehrine ulaşmak ister. Rehberliğini Polat isimli bir Türk genci yapacaktır. Polat, kendisini Ceyhun kıyılarına ulaştırmak üzere Morgman'a söz verir. Fakat bu tehlikeli bir yolculuk olacaktır. Çünkü Rus generali Kovfman eline geçirdiği bütün Türkleri işkenceyle öldürmektedir. Gece ile gündüz arasındaki ısı farkının 30 dereceye çıktığı ortaasya steplerinde yapılan zorlu yolculuk sonunda Polat, Morgman'ı Ceyhun kıyılarına getirir. Polat'ın hayatı artık tehlikededir. Nitekim çok geçmeden Albay Ivanoff tarafından yakalanır ve General Kovfman'ın emri ile idam edileceği bildirilir. Morgman isyan eder. O sadece bana rehberlik yaptı der. Polat masumdur. Bu seyahat benim isteğim üzerine olmuştur. Polat, Morgman'ın kendisini kurtarmak için yaptığı mücadeleyi hayretle takip eder. Ve Morgman'ın yıllar sonra bize naklettiği şu sözleri söyler: Sizi buraya Allah'ın yardımı ile sağ salim getirmeye söz verdim. Sözler yerine getirilirken hayatada mal olabilir. Ama söz mukaddestir. Yerine getirilmesi için kanda verilebilir.
Söz bahsinde takınacağınız iki tavır vardır. İlki, olur olmaz söz vermemektir. İkincisi, söz verdikleri sonra mutlaka yerine getirmektir. Sözler cayılabilecekler, cayılamayacaklar diye ikiye ayrılmazlar. Söz sözdür.
Sabır, zamanı lehimize çevirme sanatının adıdır. İnsanın kendisini en çok kontrol ettiği, dış etkilerden en çok koruduğu andır sabırlı olduğu an. Yani, sabırlı olma hali tam bir şuur halidir.
Sabır, diğer kuvvetlerinde zinde tutulması için gerekli bir kuvvettir. Sabır olmazsa, diğer kuvvetler ziyan olabilir. Üstün çalışma gücüne sahip birisi, gerektiğinde sabırlı davranamazsa çalışma gücü ziyan olur gider. Demek ki sabır, diğer kuvvetlerimizin sevkinde önemli rol oynar. Bir bela karşısında gerekli olan sabır, bir başarı karşısında da gereklidir. Bela karşısında gösterilen sabır nasıl belanın sıkıntılarını azaltırsa, başarı karşısında gösterilen sabırda başarıyı artırır.
Büyük belalar büyük sabır gerektirir. Büyük bela karşısında büyük sabır gösterebilenler belayı büyük bir zafere dönüştürülebilir. Çünkü sabır, zorlu kapılar karşısında bir köşeye büzülmek değil, zorlu olduğu ölçüde kapıyı zorlamaktır.
Başakta, kızgın güneş altında yanabilme iradesi olmasaydı buğday veremezdi. Mevla'nın dediği gibi kuru bir kütük ışık saçmaya başlar. Kuru bir kütüğü ışık kaynağı haline getiren iradeden başka bir şey değildir.
Elinize beş kiloluk bir ağırlık alıp yürümeye başlarsanız ağırlığın gittikçe arttığını görürsünüz. Öyle bir an gelirki ağırlığı bırakmak mecburiyetinde kalırsınız. Tabi ki beş kilo yine beş kilodur. Azalan sizin gücünüzdür.
Usta kaptan, hiç tanımadığı bir limanada tehlikesizce girebilir. İskeleye yanaşabilir. Her insan bir limandır. Usta bir kaptan bekler.
İnsanlar ak kağıttır başlangıçta. Ona yazı yazarlar. Nice kalem oynar üzerinde. Kötü bir hatıra, bir ayrılık gününün derin hüznü, coşkun bir nasihat, bir arkadaştan yansıyanlar, anne-baba... ona binlerce kelime yazar. Bir insanda gece vardır gündüz vardır. Bahar vardır güz vardır. Göl vardır çöl vardır. Kolay değildir o ak kağıdı okumak... anlamak. Gecesine rastlarsanız gündüzü olmayacak zannetmeyin. Gündüzüne rastlarsanız gecesi olmayacak zannetmeyin.
Bir gördüğünüz insan vardır. Birde insanda göremedikleriniz. Dalında dipdiri duran bir gül için bahçıvanın ne emekler sarfettiğini bilemezsiniz. Yaprakları dökmüş boynunu bükmüş bir ağacı da hemen zavallı bellemeyin. Siz onun yaşadığı fırtınaları görmediniz ki...
İnsanlarda gördüğünüz birazda sizin bakmamızdır. Güzel bakanlar güzel görürler. Öyle insanlar vardık ki bakışları ile güzelleştirirler.
Çocuklar sözle değil, iyi davranış örnekleri ile terbiye edilirler. Çocukların unutamadıkları hatıralarının çoğu, büyüklerinin güzel sözlerinden ziyade güzel hareketleridir.
Şifa bulmaz üç kötürüm bir hastane odasında yatmaktadır. İlk gelenin yatağı pencere kenarındadır.
Oradaki ölünce ortadaki o yatağa geçer, kapının yanındaki ortaya, kapının yanına da yeni bir hastayı alırlar. Pencerenin yanına geçen hasta hergün gördüklerini arkadaşlarına anlatmaya başlar.
Karşıda ağaçlarla süslenmiş bir park vardır. Kuşlar dallarda oynaşmakta, çocuklar konuşmakta, çiçekler rüzgarla dalgalanmaktadır. Aynı saatte aynı insanlar parkın yanındaki yoldan geçmektedirler. Diğer iki hasta işlerine giden, evlerine dönen insanların değişmez hikayelerini dinleye dinleye onlarla adeta dost olurlar. Zaten parkın yanından gelip geçenlerin artık birer isimleri de olmuştur. Birgün ortada yatan hastanın aklına bir düşünce geldi. Pencerenin yanına geçerse o güzel manzarayı dinlemek yerine kendi gözleri ile görebilecekti. Bu düşünceyi günlerce kafasında geliştirdi. Nihayet bir gece pencere yanındaki hastaya kalp krizi gelince ortadaki hasta bütün gücü ile uzanıp şişeyi yere düşürdü ve kırdı. Sabah olunca pencere yanındaki hastayı ölü buldular. Onu alıp götürdüler. Ortadaki hastayı da pencere kenarına geçirdiler. O, “pencereden dışarı bakmak için hastabakıcıların çıkmasını beklemeliyim” diye düşündü. Yalnız kalınca başını daldırıp pencereden dışarıya baktı. Az ötede simsiyah bir duvardan başka birşey yoktu.
Konuşmaya başladığınız andan itibaren andan itibaren anlattıklarınız değil anlaşılanlar önemlidir.
Faydasız söz kalbi matlaştırır. Ruhun dengesini bozar. Daima endişeye sebep olur.
KİBİR EMEĞİ KİRLETİR.
Güneş gibi, durmanız gereken yerde durun. Ne fazla yaklaşıp yakın etrafınızı, ne de fazla uzaklaşıp buz kestirin...
Dağlar heybetli, denizler engin, çiçekler güzel, topak cömerttir. Fakat bunların hiç birinde kibir yoktur. Ne o dokunaklı sesi ile söyleyin duran gümüş nehirlerde, ne aceleci rüzgarlarda kibre rastlayamazsınız. Birbiri artısına yürüyen gecede ve gündüzde kibir olmadığı gibi dünyayı aydınlatan güneşte de kibirden eser yoktur.
İri dolu başaklar ne kadar mütevazidirler ki başları hep önlerindedir.
Kibir, insanın dehşetli bir unutkanlık halidir. Nereden geliş nereye gittiğini unutmasıdır.
Bedava havayı, bedava akciğerlere soluyan ve bu suretle yaşayabilen bir insanın, bu kadar bedava arasında övünmesinde bir mantıksızlık da vardır. İki gözü için bir dakika çabalamamış, bir kuruş ödememiş bir insanın gördükleriyle övünmesinde mantık var mıdır?
Her tezgahta halı dokunmaz. Halı dokunabilmesi için tezgahın bütün parçalarının tamam ve uyum içinde çalışıyor olması gerekir. Küçücük bir parçanın bile eksik olması halı dokunmasını engeller. En iyi ihtimalle ortaya defolu bir halı çıkar.
Ateşe dayanmayan toprak, tuğla olamaz. Öfke anında kendine hakim olan insan kazanır. Herşeyden önce kendini kazanır. İnsan, kendine hakim olduğu her anda kendini biraz daha güçlü hisseder. Evet, öfke gelir yüz sararır, öfke gider yüz kararır.
Bir meselenin iyice kavranması için o meseleye kuşbakışı bakılmalıdır. Havayolları karayolundan daha kısadır. Kavşakları, virajları, tünelleri, zaman kaybettirecek engebeleri yoktur. Öyleyse meseleler hava yolculuğu ile görülmelidir.
Nimetlerin külfetinden şikayet eden insanlar, emanete ihanet eden insanlar gibidir.
Kazancının az olduğu düşüncesi ile başka insanlara ve hayırlı teşebbüslere yardımı ertelemeyiniz. Zenginler bütün mallarını verseler, fakirler tek bir küpelerini, tek bir yüzüklerin vermeden bir savaş kazanılamaz.

YÜZDE 100 DÜŞÜNCE GÜCÜ

HERŞEY DÜŞÜNCEDE BAŞLAR
Psikojenez: Herşey düşüncede başlar. Bütün herşey düşüncede oluşturulur ve düşüncenin yapıcı sürecinin ürünü olarak gelişir.
Düşünce sonsuzdur: Herşey düşüncenin ürünüdür. Düşünme sonsuzdur.
İnsana hakimiyet verilmiştir: İnsan, evrensel akılla birlikte kendi hayatını kendi oluşturur.
Düşünce hem yönetici hem üreticidir: İnsanda iki görünümlü tek bir akıl vardır. Erkek yönetici, dişi yapıcı düşünceyi kullanır.
İnsan onurlandırılmıştır: İnsana hayatına hükmetme fırsatı ve sonsuz kaynakları kullanma fırsatı verilerek onurlandırılmıştır.
Düşünce: Düşündüğüm şeyler zamanla gerçeğe dönüyorsa sadece gerçekleşmesini istediğim şeyleri düşünmeliyim.
KENDİNİ YÖNETMENİN YOLU
Bilinçaltı: Bedenin fonksiyonunun otomatik olarak yürümesini sağlar. İster uyanık ister uyur vaziyette büyük istem dışı hayat sürer.
Bilinçaltı koyulan kurala göre hareket eder: Bilinç emirleri verir ve bilinçaltı da bunu uygular.
Gönüllü hizmetkar: Her emir, her önerme her inanç bilinçaltına kaydolur. Hatta dikkat etmediğimiz şeyler bile kaydedilir, gerektiğinde ortaya çıkar.
Yasalarımızı kendimiz yaparız: Cereyanda kaldım, öyleyse hasta olacağım. Bilinçaltı bunu kaydeder ve bunu diyen hasta olur. Hastalığın sebebi cereyanda kalmak değil cereyanda kalınca hasta olacağına inanmaktır.
Birçok insan kendi kendisini hipnoz eder: İnsanlar gereksiz sınırlamalar yaparak kendilerini hipnotize ederler. Kuralları insan koyar, bilinçaltı da uygular.
Sınırları kaldırma: İnsanlar kendileri için kural ve yasalar koyar, sonrada bunların esiri olup mutsuz olurlar. Düşüncenin değişimi hayatı da değiştirir. İnancınızı değiştirin hayatınız değişsin.
Kendini yönetme: Düşüncelerimi seçme hakkım var. Başkalarının benim hakkım-daki düşünceleri beni bağlamaz. İyilikleri düşünüyorum, iyilikler de beni seçiyor. Korku ve nefret düşüncelerimde yok.
İSTE VE SAHİP OL
Dualarınıza dikkat edin, gerçekleşebilir. Aklınızdan geçen herşey ergeç ortaya çıkar. Kendimizi ne ile ve nasıl tanımlarsak öyle olmaya meylederiz. Düşündüğümüz şey yavaş yavaş bilinçaltında kalıplaşır ve gerçek bir deneyimle kendini gösterir.
Hayat yasalarla yönetilir: Bilinçli olarak düşünülen her düşünce, bilinçaltını etkiler ve bu etki düşüncedeki güç ve arzunun derecesine bağlı oluşarak eyleme dönüşür.
Olumsuz düşüncenin sonucu: Bilinçaltına yanlış emir vermelerle insanlar zor durumda kalır. Renkli mendil gördüğünde burnu şişeceğini düşünen insanın renkli mendil gördüğünde burnu şişer.
Kendini yönetme: Geçmişi siliyorum, gelecek ise benim seçimimi bekliyor. Geçmişteki hatalarımdan dolayı kendimi bağışlıyorum. Geçmişi unutup yeni bir hayata başlıyorum. İstediğim herşeyin olacağına inanıyorum.
KENDİNİZ OLMA CESARETİNİ GÖSTERİN
Hergün tek bir kendini reddetme düşüncesine dahi yer vermeden bir saat için olduğunuz gibi kabul edin kendinizi. Gerçekten kendinizi biliyorsanız bunu yapabilirsiniz.
İnsan kendini küçümseme eğilimindedir: İnsan bilinçli olarak düşünebildiği güvenle beklediği ve mümkün olduğuna inandığı herşeyi yapabilir. Evren sınır koymaz; biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi.
Gerçek benliğini keşfetmek: Yıllardır kafamızda olan ve gerçek benliğin ortaya çıkmasını engelleyen korku dolu olumsuz düşüncelerden kurtulmamız gerekir.
Asla yalnız değilsiniz: Gerçek sevgi korkuyu defeder. Ben’i sevmek içimizdeki gücün bizim vasıtamızla herşeyi yapabileceğini idrak etmektir.
Taklit intihardır: İnsan mükemmel olmak için başkalarını taklit etmek zorunda değildir. Hiç hata yapmayan kişiler hiçbir şey yapmayanlardır.
En büyük arzu: En çok istediğimiz şey nedir. İnanın ve sahip olun. Düşüncenizi bunda yoğunlaştırın.
Düşünce: Düşünmek, düşünceyi kendi algılamamız ölçüsünde kullanmak demektir.
İstediğimize sahip olmak: Bilinçaltı herşeyi bilendir ve o kadar duyarlıdır ki her istediğimize cevap verir. Ona ilettiğiniz her düşünceyi tatbik eder.
Hakimiyeti ele geçirmek: Bilinçaltına düşüncenin toprağı denir. Bildiği verilen tohum düşüncelerine cevap vermektir. Her türlü hastalık bilinçaltının çalışma sistemini anlayamamamızdan kaynaklanır.
AMAÇLARA ULAŞMAK İÇİN BEŞ İLKE
Kendiniz için ideal imajı belirleyin: Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz şeye mutlaka ulaşırsınız. İnanmışsanız hiçbir şey imkansız değildir.
Amaçlarınıza sınır koymayın: Amaçlarınızı yalnızca kendiniz yargılayabilirsiniz. Bu yargılamadan kaçının, çünkü kendinizi sınırlarsınız. İnsanın kendini küçümseme eğilimi vardır. İnsan olabileceğinin ötesini amaçlamalıdır.
Çalışmadan inanmak işe yaramaz: Çalışmadan amaçlara ulaşmak mümkün olmadığı gibi üretkenlikten uzaklaştırır. İnanç çalışmakla kusursuzlaşır.
Düşüncelerinizi kendinize saklayın: Zihinsel imajınızı kendinize saklayın, gerekeni yapın ve bekleyin. Kimseye birşey söylemeyin. Aldığınız tepkilerle bir o yana bir bu yana savrulmayın.
Hedeften ayrılmayın: Dikkatinizi amacınız üzerinde yoğunlaştırırsanız, bilinçaltınız ayrıntıları halleder. Hayalinizi zihinsel olarak bitirin ve gerekeni tamamlayarak bekleyin. İnandığınız ölçüde sahip olursunuz.
Amaçlarınızın envanterini tutunuz: İnsan gün boyunca düşündüklerinin toplamıdır.
Kendini yönetme: Amaçlarınızı yazın. Onları gerçekten istiyor musunuz. Amaçlarınızı benimseyin. Amaçlarınızın dünyada yaşadığını hayal edin.
SINIRSIZ FİKİR KAYNAĞINI KULLANMA
Gerçek anlamda başarıya ulaşanlar sezgilerinin sesini dinlemeyi öğrenip onu izleyenlerdir.
Sezgiye güvenme: Sevgi küçük beşeri ben’imizi oradan çıkardığımız zaman ortaya çıkan yüce ilhamdır.
Fikirler hiç umulmadık anda çıkar: Fikirler mücadeleden vazgeçtikten, yarı uykudayken ya da hayal kurarken ortaya çıkmaktadır.
Yapıcı olma:
a)Düşünceleri bir noktada yoğunlaştırın. Hangi yöne gideceğinizi iyi belirleyin ve her seferinde tek bir fikri içeri alın.
b)Derinlemesine düşünmek aceleye gelmez. İyi sonuç almak için projenizi bilinçaltınıza tam anlamıyla yerleştiriniz.
c)Fikirler geldiğinde yakalamaya hazır olun, hemen not edin.
d)Şimdi fikirlerinizi kullanmaya hazırsınız. Fikirleri eleyerek doğruları kaydedin.
Kendini yönetme: Ben de evrenin sırlarına ulaşabilirim, sonsuz bir kaynakla ilişkideyim.
YAPICI İMGELEMENİN GÜCÜ
Dikkatimizi yoğunlaştırdığımız şeyi yaparız. Yapmamız gereken bu yasayı bilmek ve etkin bir biçimde kullanmaktır.
İmgeleme bizden önde gider: Arzuladığın ve dua ettiğin ne olursa olsun inan ve senin olsun.
İçimizdeki yaşama yansır: İnsan uyum içinde yaşamaya gayret eder. İnsanlığın ve kendilerinin zararına gibi görünüyorsa bile o anda kendileri için en iyi olduğuna inanırlar.
Yapıcı imgeleme nasıl kullanılır: Dua ettiğimiz zaman kendimizi kaybetme ihtimalinden uzak tutar. Dua ettiğimizde buna ulaşacağımızı bilir ve O’na yöneliriz. Yapıcı imgeleme ısrarla kullanılırsa fikrin olduğu her yerde başarı da vardır.
İnsan düşündüğü gibidir: Bugünkü düşünce yapımız yarınlarımızı hazırlamaktadır Kendimize acımaktan vazgeçmeliyiz. Kendinizle ilgili inançlarınız emin olun yaşayacaklarınızı tayin eder. Hayaliniz bırakın yukarıları gezsin.
Kendini yönetme: Kendimi harika hissediyorum. Yaptığımı iyi yaparım ve iyi sonuç alırım. deneyimlerimi harika insanlarla paylaşırım. İhtiyaç duyduklarım bana gelir. Bütün düşlerim harika bir biçimde gerçekleşir.
KENDİNE GÜVEN NASIL SAĞLANIR
Utangaçlığı yenmek: Dikkatler bir kişi üzerinde yoğunlaştırıldığında o kişi huzursuz olur. Yoğun ilgi dikkat ve cesareti kırar. Korkuyu bırakıp rahat ve dengeli davranmalıdır.
Güven ve kibir: Güven hayat hakkında güven duygusudur. Kibir ise sahip olmadığı güven duygusunun varlığını başkalarına ispatlamaya çalışmaktır.
Başarısızlık korkusu: Kendine güveni başarısızlık korkusu bozar. Başarılı olacağına inanma başarıyı getirir.
Alaya alınma korkusu: Hayat boyunca komik duruma düşünce kızarıp kekeleriz.
Reddedilme korkusu: Bazı insanlar arkadaş sahibi olmaktan korkar. Reddedilmekten korktuğu için yalnız yaşamayı tercih eder.
Onaylanmama korkusu: Kekemelik genelde aile tarafından istenen mükemmelliğin sonucudur, onaylanmama korkusunun bir sonucudur.
Kötü sonuçla karşılaşma korkusu: Kötü sonuçla karşılaşma ve bunun üstesinden gelememe korkusu yüzünden insanlar riskli işlere girip büyüyemezler.
Neye güveniyoruz: Güvensizlik herşeyin sınırlı insan benliğine bağlı olduğuna inanmaktan kaynaklanır. Kendi gücümüz ve zekamız mücadele etmek için yeterli değildir. Tüm güç ve zekanın sahibi olan Allah’a (cc) gitmeliyiz.
Güven kazanmanın yolu: Herşeyin, içimizden geldiğine inanmalıyız. Güç ve erdem Allah’ındır (cc).
Korkuyu yenmek: Allah (cc) sevgisi korkuyu safdışı bırakır. İçimizdeki güç ve zekaya inanırsak herşeyi hallederiz.
Meditasyon: Günde en az 15 dakikamızı Allah’ın (cc) büyüklüğünü ve yerini düşünmekle meditasyona ayırmalıyız. Doğru yolu göstermesi için içinize dönün.
Kendini yönetme: Başarsızlıktan korkmuyorum. İçimden gelen sese inanıyor ve güveniyorum. Hayatı neşe ve sevgi olarak görüyorum. Nerede olursam olayım Allah’a (cc) güveniyorum.
KARAR VERMEK
Düşüncelerine hakim olamayanlar davranışlarına da hakim olamazlar.
Kesin karar: Karar vermeyen ilerleyemez. Kararsızlık olursa bilinçaltı karmaşaya düşer. Biz çoğu açıları kendimiz seçeriz.
Kararsızlıktan kurtulma: Kağıt kalemle değişik ihtimalleri ve sonuçlarını yazın. Yatmadan önce bilinçaltına soru yöneltin ve sabaha cevabını bekleyin. Hayat durmadan değişiyor. Bu yüzden esnek olun. Yaşadıklarımız inandıklarımızın sonucudur.
Kendini yönetme: Ben kararlı bir insanım. İçimdeki mükemmeli kullanmak için aklımı kullanmalıyım.
HUZUR
Düşündüğünüz, inandığınız güvenle beklediğiniz herşey mutlaka gerçekleşir. Gerçek huzur hayatın bolluğunu farketmektir.
Huzurun beş şartı:
a)Allah (cc) sevgisi şarta bağlı değildir.
b)Kendi kendimize koyduğumuz sınırları kaldırmalıyız.
c)Her insan sonsuzluğu kendi sözleriyle birleştirir.
d)Düşünüp inandığımız herşey gerçekleşir.
e)Verdiğimiz ölçüde hayattan alırız.
Yeniden başlama: Kendi yanlış düşüncelerimiz haricinde hiçbir şey bizi bağlamaz. İnançlarımızı değiştirmeliyiz.
Para: Kötü olan para değil parayı çok sevmek, onu bütün iyiliklerin önünde tutmaktır. Cimrilik veya fakirlik bir erdem değildir.
Ekonomi: Ekonomik sistemi yermek bize birşey kazandırmaz. Cimriler zenginleşiyor gibi görünseler de sevgiyi bulana dek fakirdirler.
İyi olanı seçme: Kendimizi neye bağlarsak ne olduğumuzu düşünürsek öyle oluruz.
Gerçek zenginlik: Asıl zenginlik ruhsaldır. Tüm iyiliğin kaynağının varlığından haberdar olma insanı zengin kılar.
Kendini yönetme: Ben zenginim. Sınırsız kaynak ihtiyacımı veriyor. Doğru zamanda doğru karar veririm.
IŞLER KÖTÜ GİDİNCE
Her zaman bir çıkış yolu vardır: Mücadeleyi göze almak ve ne olduğu değil nasıl tepki gösterdiğiniz önemlidir. Biz kaderimizin efendisiyiz.
Tüm yaşam bizim hizmetimizde: Hayat toprağına ekilen her düşünce tohumu düşüncenin çeşidine göre meyve verir. Her şey kendi türünü tekrar üretir.
Yanlış imajı değiştirmeli: Sahip olduğumuz imajdan hoşlanmıyorsak onu hemen değiştirmeliyiz.
Düşünce maddeye hakimdir: İçerdeki neyse dışarıdaki de öyledir.
Büyük düşünme: Başımıza iyilikler geleceğine inanırsak gerçektende küçük iyilikler yaşarız. Çünkü kendimiz için kabullendiğimizi deneyimleriz. İşleri ters gittimi içimizde çevremizde heryerde mevcut güce inanmak gerekir.
Kendini yönetme: Tüm hayat hizmetinde her problemin bir çözümü var. Hiçbir şey beni yenemez.
ZAMANIN EFENDİSİ
Zaman insanin sonsuzluk ölçüsüdür. Bilinçaltına kalkacağınız zamanı yükleyin o saatte sizi uyandırır.
Hipnotize ve zaman: Bir işi belli bir saatte bitireceğine inanan bir kişi er geç o işi o saatte bitirir.
Sonsuz: Bilinçaltı geçmiş ve gelecek diye birşey bilmez. Hep şimdiki zamanda çalışır.
Kendini yönetme: Kendimi zamanın bağlarından
kurtarıyorum. Sonsuzluğu arzuluyor ve ulaşacağıma inanıyorum.
İYİ BİR BELLEK İÇİN
1)Dinle, doğru yazılışını gözlerinde canlandır. Kötü bellek dikkatsizlikten olur.
2)Öğrenme fikirleri birleştirmeye bağlıdır.
3)Belleğinize güvenin.
4)Kesin sonuçlar içi kesin direktif vermeliyiz.
Dikkat et: Dikkat iyi bir belleği getirir. Dur bak ve dinle. Fikirleri birleştirerek hatırlamaya çalışın. Geçmişi bellekten silmek mümkün değildir.
Bilinçaltınıza güvenin: Doğru hatırlama bilinçaltına güvene bağlıdır. Belleğe güven sonuç verir.
Yaşın önemi yok: Bellek yaşa bağlı değildir. Bilinçaltına hatırlama direktifi vermeli ve sonucu beklemeliyiz. Akıllı insan, konuşmak yerine hem kendisi hem de başkaları için faydalı olabilecek şahısların konuşturulmasını temin eden insandır.
Bilinçaltı: Bilinçaltı herşeyi çok ince olarak kaydeder. İhtiyaç zamanı ortaya çıkarır. Hatırlamak istediğimiz herşeyi hatırlarız.
Kendini yönetme: Hatırlamak için bilinçaltıma güveniyorum.
RAHATLAMA
Gergin yatarsanız gergin uyursunuz. Rahat bir uyku için önce gevşemeliyiz.
Neden rahatlamalıyız: Bütün hastalıklar stres kaynaklıdır. Gergin insan etkili çalışamaz. Dengeli insan hayattan korkmaz, hayatla uyuşmazlığı yoktur.
Zihinsel denge .Ne olursa olsun sakin ve dengeli olmak mümkündür.
Kendini yönetme: Kendimin rahat olduğunu hissettiğim zaman rahatlıyorum. Tamamen mükemmel ve bütün olarak gevşedim. Rahatladım.
YAŞAMAYA BAK
Büyük sorunlarımız olduğunu kanıtlamaya çalışmaktan vazgeçelim. Düşünce biçiminizi değiştirin. Her güçlükten bir çıkış yolu vardır.
Endişe: En kötü ihtimali düşünürsek bu endişedir ve yıkıcıdır. Olumlu düşünce doğru eyleme geçiş yoludur. Endişe bulaşıcıdır. Herkese bulaşabilir.
Dört endişe:
1)Gelecekteki ihtiyaçlardan dolayı endişe.
2)Beden sağlığının yitirilmesi endişesi.
3)Zihin sağlığının yitirilmesi endişesi.
4)Yalnız kalma endişesi.
Endişeye son:
1)Allah’ın (cc) varlığına inanma.
2)Olumlu düşünmeye çalışmak.
3)Dua ettikten sonra olumlu tavır takınmak.
Gerekeni yap ve güce sahip ol .
Çözüm var: Her çeşit hastalık iyileşir; yeter ki buna inanın.
Kendini yönetme: Korkmuyorum. Gelecekteki ihtiyaçlarım için endişelenmiyorum.
KORKUYU YENME
Korku insanın en büyük düşmanıdır. Korkunun kendinden başka korkulacak bir tarafı yoktur. Korkuyla mantık yürütülmez. Korku bir duygudur. Gerçek bilindimi korku kalmaz. Korkular önyargıdan kaynaklanır.
Kendini yönetme: Korkacak hiçbir şey yok. Herşeyin üstesinden gelecek güçteyim. Güç içimde.
SİGARA
Bilinçaltı verdiğimiz emirleri harfiyen uygular. Biz emirleri veririz, bilinçaltı yerine getirir.
Başarı: İnsanlar sık sık başarısız olurlar. Çünkü gerçekten yapmak istemedikleri şeyleri yapmaya çalışırlar.
Pratik: Pratik her zaman mükemmelleştirmez ama otomatikleştirir.
Bilinçaltı emire karşılık verir: Sabah 06:00 ‘ da kalkmanız gerektiğinde inanın o saatte kalkarsınız.
UYKUSUZLUK
Uyumak için hap alınır. Güç hapın değil hapa duyulan inancındır.
Kendini yönetme: Uyanık kalmaktan korkmuyorum. Kavgacı düşüncelerden arınıyorum. Kafam rahat, huzurla dolu.
CESARET
Hayatta hiçbir şey bize karşı değil. Bu yüzden çaresizliğe yer yok. Dikkatimizi verdiğimiz şeyler büyür. Dikkati iyiye olumluya yöneltirsek yaşadıklarımız bunlar olur.
Kendini yönetme: Cesaretimi yitirmeyi istemiyorum. Doğru seçim için yönlendiriliyorum. İçimdeki kusursuz güce güveniyorum.
SÜREKLİ HUZUR
Prensiplerin zaferinden başka hiçbir şey size huzur getirmez. Dikkat huzur üzerinde yoğunlaştırıldığında kişi huzur için bir araç olur.
Kendini yönetme: Son derece huzurluyum. İyiliğin gücüne inanıyorum.